25 Aralık 2008 Perşembe

Niçin 'özür diliyorum'?


"1925 olaylarından zarar gören Ermenilerden Özür diliyorum" kampanyasına imza atan Şahin Alpay, imzasının gerekçesini Zaman Gazetesindeki köşesinde yazdı....



Niçin 'özür diliyorum'?


"1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor.
Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum." Geride bıraktığımız hafta bir grup yurttaş internet sayfasına konulan yukarıdaki metne imza attı. İlk imzacılar arasında ben de varım. Başkalarının yazdığı metinler altına imza atmaktan kaçınırım, çünkü bir yorumcu olarak, kendimi yetkin saydığım konularda görüşlerimi açıklama imkânım var. Ama bu metni sözcükler üzerinde düşünmeden imzaladım. Neden? Niçin Ermeni kardeşlerimden özür diliyorum?
Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılış sürecinde, ilgili bütün halklar büyük trajedilerle karşılaştılar. Bunlar arasında Ermenilerin başına gelenlerin özel bir yeri var. 1915'te Osmanlı Ermenilerinin başına gelen felaketin, Almanya'da Yahudilerin maruz kaldıklarına benzetilebilecek, kimi Ermeni milliyetçilerinin iddia ettiği türden bir soykırım olduğunu düşünmüyorum. Ermeni milliyetçileri Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılıp bağımsız bir Ermeni devleti kurmak için Rusya ile işbirliği yaptılar, terör eylemlerine giriştiler, çok sayıda Türk ve Müslüman'ı öldürdüler. Buna karşılık, Osmanlı hükümeti, daha doğrusu, onun içinde başını Talat Paşa'nın çektiği bir iç klik, başlıca İstanbul ve İzmir dışında yaşayan bütün Ermenilerin Suriye çölüne tehcir edilmesi, yani zorunlu göçe tabi tutulması kararı aldı ve uyguladı.
Tehcire tabi tutulan 1,5 milyon dolayındaki Osmanlı Ermenilerinin yaklaşık yarısı, göç sırasında kimi güvenlik kuvvetleri mensuplarının ve mallarına göz diken haydutların saldırılarına uğrayarak, kimi salgın hastalık ve açlık nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Bir kısmı ise Türk ve Müslümanlar tarafından korunarak, din değiştirmek suretiyle hayatta kalabildi. Geriye kalanlar başta Fransa ve ABD olmak üzere Batı'ya göç ettiler. Osmanlı ordusunda görev yapan Ermeniler, savaştan döndüklerinde ailelerinden ve cemaatlerinden kimsenin kalmadığını, mallarına el konulduğunu gördüler.
Ermeni milliyetçileri, Osmanlı hükümetinin tehcir ile niyetinin Nazilerin Yahudilere yaptığına benzer bir şekilde Ermenileri toptan imha olduğu iddiasındalar. Bu iddia kanıtlanmış değil. Türk olmayan, saygın Osmanlı tarihçileri de bu iddiayı desteklemiyor. Ne var ki Osmanlı hükümetinin Ermeni milliyetçilerinin işledikleri suçlar nedeniyle bütün Ermenileri topluca cezalandırmış olduğu konusunda bir tartışma yok. Bugün Türkiye'de, Osmanlı'nın dağılması sürecinde yaşanan bütün trajediler hakkında bilgimiz var. Balkanlar'dan sürülen ve katliama uğrayan, kuzeydoğu illerinde Ermeni isyancılar tarafından katledilen Türk ve Müslümanların, 19. yüzyılın ortalarında Rusya'dan sürülen Müslümanların başına gelen felaketlerin hepsi biliniyor ve serbestçe konuşuluyor. Ama Osmanlı Ermenilerinin başına gelen trajedinin üstü örtülü, özgürce konuşulamıyor. Bu trajedinin sorumlusu elbette ki ne Türkler, ne de Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri; Osmanlı devletini yıkıma götüren İttihat ve Terakki diktatörleri.
Elbette ki Osmanlı Ermenilerinin başına gelenlerde hiçbir şahsi sorumluluğum yok. Ama yurdumda yaşanan ve devletçe üzeri örtülen, tabu kılınan bir trajediden, bir insan ve Türk olarak büyük üzüntü duyuyorum. Bildiriyi imzalamamın başta gelen nedeni, bundan kaynaklanan bir vicdani vecibe. İkinci olarak, Türkiye'nin demokrasisini güçlendirmesini, kötülüklerin tekrarlanmaması için tartışılmayan, aydınlığa kavuşmayan konu kalmamasını istiyorum. Üçüncü olarak, milliyetçilikler çağı gelene kadar yüzyıllarca dostluk içinde yaşayan Türkler ve Ermeniler, Türkiye ve Ermenistan arasında dostluğun yeniden tesis edilmesini önemsiyorum. Türkiye tarihiyle yüzleştikçe, Ermenistan'ın ve Ermeni diasporasının da tarihiyle yüzleşeceğine inanıyorum. İşaretleri şimdiden görülüyor: "Biz Türkiye kadar özgürce tartışamıyoruz... Biz de öldürülen Türk ve Müslümanlar için özür dilemeliyiz... Ermeni arşivleri açılsın..." sesleri yükseliyor.

23 Aralık 2008, Salı Zaman

Hiç yorum yok: